Duvar yazıları konumuzda sokaklarda karşımıza çıkan duvar yazıları, duyulmamış duvar yazıları ve duvara yazılan güzel sözler bulabilirsiniz.
Silgisi olsa kaderin izin kalmaz senin. Felek vurmuştu zaten bir sen vurma zalim.
Sonbahar yapraklarından daha hızlı düşüyor bazı insanlar. Dön dünya dön, sen dönerken ne dönekler dönüyor.
O ne bakıştı, hançer gibi saplandı kalbime, izi kaldı.
Kalbimin starı, gönlümün bahçesi.
Duvardaki yazılar silinir, kara bahtın yazıları silinmez.
Nefesim kesiliyor dayıı, yanlış anlama; corona değil kronik hastayım.
Yüz verdikçe astar istiyorsun, kumaşı mı sandın.
Sana bir çift sözüm varım yarim; gitmenin istemem, yoksa arkanda öyle ağlarım ki yağmurun haberi olmaz.
Ayak yapma herkese, ayakkabı fiyatından haberin var mı?
Pamuk gibi kalbin var çok mu pamuk şeker yedin.
Yoksa sabrı sonu dedikleri bu yokuş mu?
Bir oy ver oya beni başkan yap.
Bu kalpsizleri organ bağışı dahi kurtarmaz.
Biz dost satmayız kanka, satıcı arıyorsan arka sokakta pazarcılar var.
Ah bu duvarlara neler yazardım neler; ama kalemim bitti.
Bu uçağı düşüren kara delik değil kara kedidir.
Güzel yârim köşeyi dönünce saraylara
O kadar efkârlandım da ne oldu, ancak tekel bayileri zengin oldu.
Artık etrafımdaki kızlarla konuşmaya korkuyorum; hangisi ile konuşma hemen bağlanıyorlar, sanki şifresiz WiFi ye bağlanıyorlar.
Seninle olan hayallerimizi boşa çıkaracağına siyah bir poşete koyup kimse görmeseydi ondan iyiydi.
Öyle herkese dökersen içini, bi de üzerine taşlarlar seni.
Yanlış anlama da galiba seni de yanlışlıkla sevmişim.
Seni çok sevmiştim hâlbuki beni harcayarak kendine de yazık ettin, bana da. Deseydin sana bozuk para verirdim.
Seven için duvar bir mektup, tebeşir bir kalem olur, sevgiliye ucuz yoldan mesaj atmış olursun.
Çok şeyini kaybedebilirsin bu hayatta; aşkını, şevkini, sahte dostları mesela. Bunun birçoğu
Şu iş için dayım yok ama amcam kurtarmaz mı?
Sen de kedigillerdensin sanırım. Sekiz kezdir elimden kaçıyorsun, ama artık buna emin ol ki bana bir can borcun var.
Gel tut elimi Mevlam alın yazını yazsın benimle.
Gidişine üzülmedim, günahlarıma kefaret saydım.
Sordukta ne olduk, dondukta kaldık.
Cafeye gideriz sıcak bir şeyler içeriz, ısmarlarsan olur.
Soğudum senden, üşürsem eğer ısınmak için canını yakarım.
>İmalı sözler< yazımız da dikkatinizi çekebilir.
Seni hiç unutmadım desem de sen inanma, çünkü artık ben bir Alzheimer hastasıyım.
Beş kuruşluk adamsın ulan, bu arada pardon ama adamsın derken adam sözcüğün yerini tutan başka söz yok.
Düşlerim mavi, yaşadıklarım kara. Bu hayat bize ne zaman pembe olacak hangi ara.
O kadar büyük yanlışların var ki fotoshop ile bir bile düzeltilemez.
Aşk acısı ile biber acısı birbirine benzemez hiç bir zaman. Biber acısına karşı ayran içersin geçer, aşk acısına karşı ise alkol içersin en fazla kendinden geçersin.
Düşünmekten korkmayın, korkularınızdan bir an önce nasıl kurtulabileceğinizi düşünün.
Ben içimde aşkı anlatamıyorum sana galiba. Bari bu duvara yazdığım yazılarıma denk gelirsin umarım. O zaman belki beni biraz anlarsın.
Kalbimden geçeni kimse bilsin istemem, kalbimde sadece sen varsın.
Yalnız olmadığıma kendimi inandırmak ve en az kendimi çift olarak görmem için daha kaç kadeh içmem gerekiyor bilmiyorum.
Freni nasıl ani çektiysek fırladık bu berbat dünyaya.
Acı acıtmaz canımızı. Biz acıyı yemek niyetine yeriz, çiğköfteciyiz abi sonuçta.
Gelmedi gelir diye bekledim bugünde. Gele gele virüs geldi bu derde.
Sen benim memleketimsin. Her şeyin benim sadece.
Hemşoo! Bu memleket nereye gidiyor?
Bir seyyar satıcıyım. Çok mal sattım ama hiç bir zaman hiç insan satmadım.
Bana güvenini yarı yolda bırakmam asla, kendim yarı yolda kalsam da.
Nasılda inanmıştım sana. Oysa sende siyasetçiler gibi sandığa kadar sevdin.
Muradıma erene kadar. Murat ergenlere kavuştu.
Bu dünyada çok kazık yedim. Artık bağışıklık kazandım her türlü kansız karşı.
Namertle oturmam dedim hep hayatta meğer namerdi sevmişim yıllardır boşuna.
Ellerim de boş, kalbim de Her türlü iş ve aşka açığım.
Kafamda bir dünya dert. Bu dünya başıma dert oldu dert!
İlham kaynağımı kim kuruttu. Susuzluktan ölüyorum!
Canlıyız, Vanlıyız, Şanlıyız. Türkiye bizim, biz dibine kadar Türk’üz.
Cennet cennet dedikleri nedir ki, ben cennetimi gurbette bıraktım da geldim.
Nefes alamıyor, boğuyor bu vefasızlar beni!
Gardiyan kapat kapıları. Dışarıdan bir lezzet alamadım, demir kapıların tadına da bir bakım.
Sen söyle, ben yazarım bestemi. Sevdalıyım aşk kokar her yanım.
Çocukların diline düşürdün bizi. Ona buna sakız yaptın aşkımı!
Kalbin bir tünel. Işığı göremedim bir türlü.
Bugün işçi bayramı. Bayramı kutlayanlar hep işsiz!
Açız gardaş! Yak şu tüpün altını ama üstüne koyacak tencere yok, tava yok.
Açtım şemsiyemi. Ama yağmurdan kaçmıyorum, yüzsüzlerin yüzünü görmeye tahammülüm yok!
Hangisi gerçek yüzün. Her düşen maskenin altında başka bir yüzün.
Elimi dezenfekte ettim de. Kalbimdeki bu nankörü neyle söküp atarım, bilemedim.
Kumlara yazsam seni çoktan dalgalar silmişti.
Duvar yazıları konumuzun sonuna geldik.
Duvar Yazıları
Silgisi olsa kaderin izin kalmaz senin. Felek vurmuştu zaten bir sen vurma zalim.
Sonbahar yapraklarından daha hızlı düşüyor bazı insanlar. Dön dünya dön, sen dönerken ne dönekler dönüyor.
O ne bakıştı, hançer gibi saplandı kalbime, izi kaldı.
Kalbimin starı, gönlümün bahçesi.
Duvardaki yazılar silinir, kara bahtın yazıları silinmez.
Nefesim kesiliyor dayıı, yanlış anlama; corona değil kronik hastayım.
Yüz verdikçe astar istiyorsun, kumaşı mı sandın.
Sana bir çift sözüm varım yarim; gitmenin istemem, yoksa arkanda öyle ağlarım ki yağmurun haberi olmaz.
Ayak yapma herkese, ayakkabı fiyatından haberin var mı?
Pamuk gibi kalbin var çok mu pamuk şeker yedin.
Yoksa sabrı sonu dedikleri bu yokuş mu?
Bir oy ver oya beni başkan yap.
Bu kalpsizleri organ bağışı dahi kurtarmaz.
Biz dost satmayız kanka, satıcı arıyorsan arka sokakta pazarcılar var.
Ah bu duvarlara neler yazardım neler; ama kalemim bitti.
Bu uçağı düşüren kara delik değil kara kedidir.
Güzel yârim köşeyi dönünce saraylara
O kadar efkârlandım da ne oldu, ancak tekel bayileri zengin oldu.
Artık etrafımdaki kızlarla konuşmaya korkuyorum; hangisi ile konuşma hemen bağlanıyorlar, sanki şifresiz WiFi ye bağlanıyorlar.
Seninle olan hayallerimizi boşa çıkaracağına siyah bir poşete koyup kimse görmeseydi ondan iyiydi.
Öyle herkese dökersen içini, bi de üzerine taşlarlar seni.
Yanlış anlama da galiba seni de yanlışlıkla sevmişim.
Seni çok sevmiştim hâlbuki beni harcayarak kendine de yazık ettin, bana da. Deseydin sana bozuk para verirdim.
Seven için duvar bir mektup, tebeşir bir kalem olur, sevgiliye ucuz yoldan mesaj atmış olursun.
Çok şeyini kaybedebilirsin bu hayatta; aşkını, şevkini, sahte dostları mesela. Bunun birçoğu
Şu iş için dayım yok ama amcam kurtarmaz mı?
Duvarlara Yazılan Güzel Sözler
Sen de kedigillerdensin sanırım. Sekiz kezdir elimden kaçıyorsun, ama artık buna emin ol ki bana bir can borcun var.
Gel tut elimi Mevlam alın yazını yazsın benimle.
Gidişine üzülmedim, günahlarıma kefaret saydım.
Sordukta ne olduk, dondukta kaldık.
Cafeye gideriz sıcak bir şeyler içeriz, ısmarlarsan olur.
Soğudum senden, üşürsem eğer ısınmak için canını yakarım.
>İmalı sözler< yazımız da dikkatinizi çekebilir.
Seni hiç unutmadım desem de sen inanma, çünkü artık ben bir Alzheimer hastasıyım.
Beş kuruşluk adamsın ulan, bu arada pardon ama adamsın derken adam sözcüğün yerini tutan başka söz yok.
Düşlerim mavi, yaşadıklarım kara. Bu hayat bize ne zaman pembe olacak hangi ara.
O kadar büyük yanlışların var ki fotoshop ile bir bile düzeltilemez.
Aşk acısı ile biber acısı birbirine benzemez hiç bir zaman. Biber acısına karşı ayran içersin geçer, aşk acısına karşı ise alkol içersin en fazla kendinden geçersin.
Düşünmekten korkmayın, korkularınızdan bir an önce nasıl kurtulabileceğinizi düşünün.
Ben içimde aşkı anlatamıyorum sana galiba. Bari bu duvara yazdığım yazılarıma denk gelirsin umarım. O zaman belki beni biraz anlarsın.
Kalbimden geçeni kimse bilsin istemem, kalbimde sadece sen varsın.
Yalnız olmadığıma kendimi inandırmak ve en az kendimi çift olarak görmem için daha kaç kadeh içmem gerekiyor bilmiyorum.
Freni nasıl ani çektiysek fırladık bu berbat dünyaya.
Acı acıtmaz canımızı. Biz acıyı yemek niyetine yeriz, çiğköfteciyiz abi sonuçta.
Gelmedi gelir diye bekledim bugünde. Gele gele virüs geldi bu derde.
Sen benim memleketimsin. Her şeyin benim sadece.
Hemşoo! Bu memleket nereye gidiyor?
Bir seyyar satıcıyım. Çok mal sattım ama hiç bir zaman hiç insan satmadım.
Bana güvenini yarı yolda bırakmam asla, kendim yarı yolda kalsam da.
Nasılda inanmıştım sana. Oysa sende siyasetçiler gibi sandığa kadar sevdin.
Muradıma erene kadar. Murat ergenlere kavuştu.
Bu dünyada çok kazık yedim. Artık bağışıklık kazandım her türlü kansız karşı.
Namertle oturmam dedim hep hayatta meğer namerdi sevmişim yıllardır boşuna.
Ellerim de boş, kalbim de Her türlü iş ve aşka açığım.
Kafamda bir dünya dert. Bu dünya başıma dert oldu dert!
İlham kaynağımı kim kuruttu. Susuzluktan ölüyorum!
Canlıyız, Vanlıyız, Şanlıyız. Türkiye bizim, biz dibine kadar Türk’üz.
Cennet cennet dedikleri nedir ki, ben cennetimi gurbette bıraktım da geldim.
Nefes alamıyor, boğuyor bu vefasızlar beni!
Gardiyan kapat kapıları. Dışarıdan bir lezzet alamadım, demir kapıların tadına da bir bakım.
Sen söyle, ben yazarım bestemi. Sevdalıyım aşk kokar her yanım.
Çocukların diline düşürdün bizi. Ona buna sakız yaptın aşkımı!
Kalbin bir tünel. Işığı göremedim bir türlü.
Bugün işçi bayramı. Bayramı kutlayanlar hep işsiz!
Açız gardaş! Yak şu tüpün altını ama üstüne koyacak tencere yok, tava yok.
Açtım şemsiyemi. Ama yağmurdan kaçmıyorum, yüzsüzlerin yüzünü görmeye tahammülüm yok!
Hangisi gerçek yüzün. Her düşen maskenin altında başka bir yüzün.
Elimi dezenfekte ettim de. Kalbimdeki bu nankörü neyle söküp atarım, bilemedim.
Kumlara yazsam seni çoktan dalgalar silmişti.
Duvar yazıları konumuzun sonuna geldik.